1. Anasayfa
  2. Sağlık Turizmi

Sağlık Turizmi Yasal mı?

Sağlık Turizmi Yasal mı?
Sağlık Turizmi Yasal mı

Sağlık yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri ve bu nedenle insanların sağlıkla ilgili talepleri sürekli olarak artmakta. Bu nedenle de hem Türkiye hem de global düzeyde sağlık hizmetlerinin uygulandığı ve yabancı ülkelerde tıbbi müdahalelerin gerçekleştirildiği bir ortamda yaşıyoruz. Bu durum hızla büyüyen bir sektör olan sağlık turizmini doğurmuştur. Devletler, sağlık turizminin sadece sağlık hizmetleri sunmanın ötesinde büyük bir ekonomik fayda sağladığını görmüş ve bu nedenle bu alana odaklanmaya başlamıştır. Peki sağlık turizmi yasal mı? İşte bilinmesi gerekenler:

Sağlık Turizmi Hukuku

Sağlık turizmi alanında çalışan kuruluşların sayısının artması ve bu alanda daha fazla şirketin faaliyet göstermeye başlamasıyla birlikte bu hizmetlerin hangi kurala göre yapılacağı konusu önem kazanmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki özel bir sağlık turizmi kanunu bulunmamaktadır. Ancak uluslararası düzeyde sağlık turizmi ve turistlerin sağlığına ilişkin bazı yönetmelikler mevcuttur. Bu yönetmeliklerin amacı uluslararası sağlık turizmi hizmetlerinin minimum standartlarını belirlemek, bu alanda hizmet veren sağlık ve aracı kuruluşları yetkilendirmek ve bu faaliyetlerin denetimini düzenlemektir. Fakat bu yönetmelikler geniş kapsamlı bir hukuki alt yapının oluşturulması ve hukuki çatışmaların çözümüne yardımcı olacak düzenlemeleri içermemektedir.

Sağlık turizmi hukuku uluslararası düzeyde disiplinli bir hukuk dalıdır. Bu sağlık turizmi için seyahat edecek olan hastanın (uluslararası sağlık turisti) ve bu hastanın tedavisini gerçekleştirecek kurumun (uluslararası sağlık turizmi tesisleri) arasındaki hukuki ilişkinin düzenlenmesi gerektiği anlamına gelmektedir.

Ülkemizde Sağlık Turizmi Mevzuatı

Tüm dünyada olduğu gibi sağlık turizminin öneminin arttığı ülkemizde de sağlık kuruluşları ve aracı kurumların yapılarında meydana gelen değişiklikler hizmet kalitesini ve ülkemizin tanınırlığını arttırma sonucunu doğurmuştur. Bu durum 2010 yılından beri ülkemize gelen uluslararası hasta sayısının sürekli olarak artmasına yol açmıştır. Bu sürekli artışın bir sonucu olarak, çözümlenmesi gereken veya olası hukuki anlaşmazlıklar ortaya çıkmış ve sektörün düzeniyle birçok yeni yasa kabul edilmiştir. Uygulamadaki sorunlar göz önünde bulundurularak sağlık turizmi sürecine dahil olan tüm paydaşların hukuki durumunu belirlemeye yönelik düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Sağlık Turizmi alanındaki yeni yasa çalışmalarının sektördeki tüm paydaşların katılımıyla gerçekleştirilecek çalıştaylarda yapılmasının yasal düzenlemelerin uygulanabilirliği ve sorun çözümleri açısından olumlu etkileri olacaktır.

Sağlık turizminin geliştirilmesi ve aktif hale getirilmesi sadece Sağlık Bakanlığı’nın görevi olmadığından diğer bakanlıklar ve farklı kuruluşlar da bu konuda görev almak durumundadır. Bu nedenle Kültür ve Turizm Bakanlığı tanıtım faaliyetlerini yürütürken Ekonomi ve Maliye Bakanlığı teşvikler ve vergi muafiyetleri sağlamakta, Tanıtım ve Destek Ajansı tanıtım faaliyetlerini gerçekleştirmekte, Sağlık Bakanlığı denetim, standardizasyon, tanıtım, garantörlük ve planlama konularında çalışmalara devam etmektedir. Ağı vize işlemlerini kolaylaştırıcı önlemler almaktadır.

Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Kapsamında Sunulacak Sağlık Hizmetleri Hakkında Yönerge

Sağlık turizmi ve turist sağlığı kapsamında sunulacak sağlık hizmetleri hakkında yönerge, 23.07.2013 tarihli ve 25541 sayılı Bakan Onayı ile yürürlüğe girmiştir. Bu yönergenin amacı; ülkemizi ziyaret eden yabancı hastalar ve turistlere, devlet veya özel sağlık kurumlarının sunacağı hizmetlerin nasıl olması gerektiğini belirlemektir.

Yönerge 5510 numaralı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na tabi olmayan, Türkiye’de oturma izni bulunmayan, eğitim dışında bir amaçla yasal olarak ülkemize gelen kişilerin alacakları sağlık hizmetlerini kapsar. Kamu Hastaneleri Birliği ve birliğe bağlı hastaneler bünyesinde uluslararası hasta hizmeti vermek için gereken personel, altyapı, teknik, tanıtım ve tercümanlık hizmetleri de bu yönergede ele alınmıştır.

Uluslararası Hasta Destek Hattı ve Uluslararası Hasta Koordinasyon Merkezi gibi sağlık turizmi hizmeti sunan birimlerin tanım ve görev alanları da belirlenmiştir. Ayrıca devlet üniversitelerinin tıp fakülteleri hastaneleri ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı kurumlar, yönerge kapsamındaki uluslararası hastalar için belirlenen fiyat tarifesini uygulama zorunluluğuna tabidir.

Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik

Sağlık Turizmi ve Turist Sağlığı Hakkında Yönerge’nin ardından daha önce de belirttiğimiz gibi bazı eksiklikler bulunsa da sektörü daha geniş kapsamlı ve düzenli hale getiren Uluslararası Sağlık Turizmi Ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik 13 Temmuz 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin amacı uluslararası sağlık turizminde sunulan hizmetlerin minimum standartlarını belirlemek, sağlık kurumları ve aracı kuruluşların yetkilendirilmesini sağlamak ve bu faaliyetlerin denetlenmesi ile ilgili prosedürleri düzenlemektir.

Yönetmeliğin 2. maddesi, ülkemize sağlık hizmeti almak için veya turist olarak geldiği sırada sağlık hizmetine ihtiyaç duyan kişileri ve bu kişilere hizmet veren kamu, üniversite ve özel sağlık kurumları ile aracı kuruluşları kapsar şekilde ifade edilmiştir.

Yönergenin aksine sağlık turisti kapsamı da genişletilmiştir. Yönetmelikte bir sağlık tesisi veya aracı kuruluşun uluslararası sağlık turizmi faaliyetlerinde bulunabilmek için gerekli olan yetki belgesi alması, uluslararası sağlık turisti ile ilgili kabul, kayıt, teşhis, tedavi, faturalandırma, taburculuk, tercümanlık ve aracı kuruluşlarla ilgili işlemlerinin koordinasyonunu sağlayacak bir birim oluşturma zorunluluğu gibi prosedür ve ilkeler de düzenlenmiştir. Bakanlık tarafından Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’nin verilmesine yönelik asılara ve Yönetmelikte belirlenen prosedür ve ilkeleri ihlal edenler için idari yaptırımlar tekrar düzenlenmiştir.

663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname

Sağlık turizminin merkez ve taşra düzeyinde izlenmesi ile ilgili görev dağılımı ve tanımlamalar 663 Sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşları Teşkilat ve Görevleri Kanun Hükmünde Kararname ile belirlenmiştir. Sağlık turizmine ilişkin işlemlerin koordinasyonu gereken denetimlerin yapılması ve lisansların verilmesi Sağlık Bakanlığı’nın görev alanına dahildir.

Bu çerçevede “Sağlık turizmi uygulamalarının geliştirilmesine yönelik düzenlemeler yapma, ilgili kurumlarla koordinasyon sağlama” görevi Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne verilmiştir. Bu durumda sağlık hizmetlerinin tek elden kontrol ve geliştirilmesi amacıyla Medikal Turizm, Termal Turizm Spa-wellness ve İleri Yaş ve Engelli Turizmi bölümlerinden oluşan “Sağlık Turizmi Daire Başkanlığı” Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuştur.

Özel Hastaneler Yönetmeliği

27.03.2002 tarihli ve 24708 sayılı Resmi Gazete‘de yayınlanarak yürürlüğe giren Özel Hastaneler Yönetmeliği’ne eklenen ek 9. madde ile “Ağız ve diş sağlığı hastanesi, geriatrik tedavi merkezi, klinik konukevi ve turistik konaklama tesislerinde kurulan sağlık kuruluşları, sağlıkla ilgili diğer kuruluşlar olarak” tanımlanmıştır. Bu ek madde ile ülkemize tedavi amaçlı gelen ve uzun süreli tedavisi planlanan uluslararası hastaların konaklama durumları hukuki bir temele oturtulmuş ve sağlık kurumları/kuruluşlarının etkinliğinin artırılması ve sağlık turizminin düzenli işleyişi hedeflenmiştir.

Kaplıcalar Yönetmeliği

Doğal tedavi öğelerinin iyileştirici unsurlar olarak kullanıldığı termal kaynaklar, içmece ve iklimsel tedavi merkezleri ile ilgili konuların yanı sıra bu alanlarda kurulan tüm sağlık tesislerinin kalite ve miktarının belirlenmesi, kurulumları, işletme izinlerinin alınması, denetimi ve sağlık standartlarına uygun şekilde kontrol edilmesi için gereken temel prensipleri de belirlenmiştir. Bu yönetmelik ayrıca kaplıca, içmece ve terapi tesisleri ile bunların sahibi ve işleticilerini düzenlemekte olup bu tesislerde faaliyet gösteren yabancı hasta kayıtlarının düzenli bir şekilde tutulmasının sağlık turizminin izlenmesi vurgulamaktadır.

Diyaliz Merkezleri Hakkında Yönetmelik

1 Mart 2019‘da Resmi Gazete‘de yayınlanarak yürürlüğe giren Diyaliz Merkezi Yönetmeliği‘nin “Klinik misafirhanelerinde ve konaklama tesislerinde açılacak diyaliz merkezleri” başlıklı 11. maddesi diyaliz hastalarının sayısını her yıl sonunda bulundukları ülke veya ille birlikte müdürlüğe bildirmeleri gerektiğini belirtir. Bu düzenleme sağlık turizminin izlenmesi ve geliştirilmesi amacını taşımaktadır.

Sağlık Turizmi Hukukunda Kurumsallık

Sağlık Turizmi Hukuku kavramsal olarak henüz hukuk literatüründe ayrı bir disiplin olarak yer almasa da çok disiplinli bir hukuk alanının parçası olduğunu belirtmek yanlış olmaz. Gerçekten de sağlık turizmi çerçevesinde ortaya çıkan hukuki anlaşmazlıklarda tarafların durumları, statüleri ve bu kişiler arasındaki anlaşmaların niteliği gibi faktörler dikkate alındığında kamu ve özel hukuk alanlarında bir dizi yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Sağlık turizmi alanında karşılaşılan veya potansiyel anlaşmazlıkları belirlemek amacıyla öncelikle sektördeki paydaşların kim olduğunu, bu paydaşlar arasındaki hukuki bağın ne zaman oluştuğunu ve bu ilişkinin yasal niteliğini saptamak gerekmektedir.

Sağlık Turizmi Paydaşları ve Sağlık Turizmi Süreci

Sağlık turizmi paydaşlarını belirlemek adına sektörel bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Dünya Ticaret Örgütü’nün “Mesleki Hizmetler” ana başlığı altında “uzmanlık gerektiren hizmetler” alt başlığına dahil ettiği sağlık turizmi hizmetleri, sektörün önemli bir parçası olarak kabul edilir. Sağlık turizmi alanında çalışan çok sayıda paydaş bulunur. Bunlar aşağıdaki gibidir:

  • Ulaştırma Sektörü
  • Turistik Hizmetler Sektörü
  • İletişim ve Bilişim Sektörü
  • Seyahat Sektörü
  • Finans Sektörü
  • İnşaat Sektörü (Yeni Yatırımlar)
  • Sağlık Kuruluşları (Özel ve Kamu Hastaneleri)
  • Aracı Organizasyonlar, Yardımcı Firmalar ve Danışmanlık Firmaları, Sigorta Şirketleri bulunmaktadır.

Birçok farklı faaliyet alanının sağlık turizmi sürecine dahil olduğunu göz önünde bulundurursak, uluslararası hasta ile ilgili taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlıkların çeşitli olabileceği aşikardır. Sağlık Turizmi sürecinde, uluslararası hasta ile taraflar arasında kurulan hukuki ilişkinin ne zaman başladığı ise, sürecin işleyiş biçimiyle doğrudan ilintilidir. Sağlık turizmi süreci uluslararası hastanın doktor, sağlık kurumu veya aracı bir kuruluşla bağlantı kurmasıyla başlamaktadır.

Uluslararası hasta internet, sosyal medya, web portalları veya öneriler üzerinden kendi çabalarıyla veya Sigorta Şirketi, iş bulunan aracı bir kurum, Tür Sağlık Turizmi için yetkilendirilmiş 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’na uygun (A) grubu aracı kuruluşları ya da aracılar da olabilir. Uluslararası hastanın gerekliliği belirlenir. Onay alındığı takdirde sağlık seyahati, ulaşım ve konaklama düzenlemeleri yapılır ve tıbbi turizm süreci başlar. Hasta ile doktor sağlık kurumu veya aracı kuruluş arasında hukuki bir süreç de bu aşamada başlar.

Sağlık turizminin son aşamasında ise uluslararası hastanın sağlık kuruluşunda kalışını sonlandırması, tedavi sürecine ilişkin bilgilendirilmiş rızası alınması ve tedavi sonrası taburcu edilmesi yer alır. Bu adımlar farklı bir hukuki süreci oluşturur ve hasta ülkesine döndüğünde sağlık turizmi tamamlanmış olur.

Sağlık Turizmi Avukatı Hukuki Değerlendirme

Teknoloji çağında dünyanın globalleşmesi ile birlikte her sektörde olduğu gibi tıp ve sağlık alanlarında da önemli ilerlemeler yaşanmaktadır. Sağlık ekipmanlarındaki gelişmeler, teknolojinin tıbbi müdahalelere katkısı ve robotik cerrahi uygulamalarındaki yenilikler, sağlık hizmetlerinin sunumunu iyileştirmekte, tedavi süreçlerini hızlandırmakta ve çeşitliliği arttırmaktadır.

Kişilerin daha etkin tedavi yöntemleri arayışı ve ülkelerin sağlık sektöründe liderlik peşinde olması, aynı zamanda bu sektörün ekonomiye sağladığı katkıyı dikkate alarak, sağlık turizminin genişlemesi konusunda politikaların geliştirilmesine yol açmıştır. Ancak, Sağlık Turizmi’ne artan ilginin yanında, sürecin paydaşlarının çoğalması ve büyümesi ile birlikte hukuki anlaşmazlıklar da ortaya çıkmaktadır.

Sağlık turizmi hukuku, literatürde bağımsız bir hukuk dalı olarak kabul edilmese de sağlık turizminin hukuka uygun bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla çalışan önemli bir hukuki disiplindir. Paydaşların hukuki ilişkilerinin karmaşıklığı nedeniyle çok disiplinli bir yapıya sahip olan bu alan; idare hukuku, uluslararası özel hukuk, tüketici hukuku, tıp hukuku ve sağlık hukuku gibi disiplinleri içermek gerektiren bu alandaki süreçler, paydaşların hem hukuki hem de ekonomik geleceği için hayati öneme sahiptir. Özellikle yabancı unsurları içeren sağlık turizmi süreçlerinin hem Sağlık Turizmi konusu hukuki düzenlemelere aykırı bir şekilde yürütülmesi, paydaşları idari cezalarıyla karşı karşıya bırakabilir. Ayrıca, uluslararası hastanın kendi ülkesinde açacağı dava, ülkenin tanınırlığı ve sağlık turizminde liderlik etme çabalarına zarar verebilir.

Yukarıdaki durumların ışığında, Sağlık Turizmi’nin gelişmekte olan ve sağlık turizmi hukuku alanında büyük ihtiyaç duyan bir sektör olduğu görülmektedir. Sağlık hizmetlerinin kesintisiz sunulmasının önemi kadar, turizm sektörü için de bu alandaki getirileri tartışılmaz bir değere sahiptir.

Kişilerin daha etkin tedavi yöntemleri arayışı ve ülkelerin sağlık sektöründe liderlik peşinde olması, aynı zamanda bu sektörün ekonomiye sağladığı katkıyı dikkate alarak, sağlık turizminin genişlemesi konusunda politikaların geliştirilmesine yol açmıştır. Ancak, Sağlık Turizmi’ne artan ilginin yanında, sürecin paydaşlarının çoğalması ve büyümesi ile birlikte hukuki anlaşmazlıklar da ortaya çıkmaktadır.

Bir sağlık turizmi avukatının hem ticaret hukuku çerçevesinde acentelerin yasal yükümlülüklerine hakim olması hem de sağlık kurumları mevzuat yükümlülüklerini anlaması gereklidir. Sayılı hukuki durumlar bağlamında çok disiplinli bir yapıya sahiptir ve ülkemizin bu alandaki son dönemdeki küresel girişimleriyle daha da önem kazanacaktır.